Dusuncelerim, kelimelerim kadar bulutlular sanki. Hep bir
perde var onlerinde, hep bir engel. Konusamiyorum, konusamadikca, dusunmeyi de
unutuyorum sanki.. Istedikleri gibi yasamadigim icin hayatimi, kendi
inanclarima sadik kaldigim icin, kendi dogrularimi savundugum icin susturmaya
calistirdiklari sesimi; dusuncelerimi yok ederek basardilar sanki. Dogruyu,
yanlisi bilmiyorum artik. Arkadaslik, dostluk bana tamamen uzak kavramlar
haline gelmisken, aska elimi uzatmaya dermanim kalmadi. Eskiden karmakarisik
bir meydandi sanki aklim; bagirislar, cagirislar. Ozgurce yasayan insanlar,
aceleyle isine yetismeye calisanlar, derse gec kalmamak icin kosusturanlar.. Gozleri parlayan
insanlar yuzunden, sokaklari aydinlatan binlerce isik yuzunden, guzel sesler,
saf yurekler yuzunden rengarenk olan dusuncelerim, simdi yerini soguk, yagmurlu
bir sonbahar aksamina birakti sanki. Bir kisi bile yok, bir tek ses bile yok.
Hissetmiyorum, inanmiyorum, dusunmuyorum. Sevmiyorum, cunku kaybedecegimden
eminim. Ozgurlugumu bile kaybetmisken; dogru buldugumu takip edemezken,
istedigimi dusunemezken, inanclarimin arkasinda duramazken, sevip de
kaybetmemek, bir mucize olmaz miydi zaten?
Irem Akpinar