Sevgi, bir insani hayatta tutan seydir. Nefes almasini
saglayan, aslinda katlanilamaz olan hayatimizi bir nebze de olsa kolaylastiran,
sabah uyanirken, yasamak icin bir neden bulmamizi saglayan tek gercektir belki
de. Fakat, hepimiz, sevgiyi cok yanlis yerlerde ariyoruz. Ailemizde bulmak
zorunda hissediyoruz, simdiye kadar duyduklarimiz, gorduklerimiz,
yasadiklarimiz bize en buyuk sevgiyi ailemizde gorecegimizi dusundurdugu icin,
bulamadigimizda sinirleniyoruz, hircinlasiyoruz. Tanimadigimiz bedenlerde, hic
karsilasmadigimiz evlerde ariyoruz. Buz gibi carsaflara sarilip, adini bile
bilmedigimiz insanlarin gogsunde isinmaya calisiyoruz. Zorlama arkadasliklar
kurup, cikar uzerine olan igrenc iliskilere dost adi vererek bu acigi kapatmaya
calisiyoruz. Insanlar severler. Severek hayatta kalirlar. Ancak sevgi, aile,
sevgili, arkadas kadar sinirli, fani seylerde bulunmaz. Sevgi, gecenin dordunde
ictigimiz kahve ve sabah yedide kalkmamiz gerekse de birakamadigimiz o
kitaptadir aslinda. Istiklal caddesinde yururken, yanimizdan gecen herkestedir.
Besiktas’tan Kadikoy’e giderken bindigimiz vapurdaki deniz kokusundadir. Pamuk
sekerdedir hatta bana kalirsa.. Masum cocuklugumuzu hatirlatan her seydedir.
Insan sevgiye actir. Kendini, yanlis yerlerde, yanlis kisilerde, yanlis
sekillerde sevdirmeye calisir. Insan sevmek ister. Herkesten cok, kendisini
sevmesi gerektigini unutarak, doyumsuzca, gorgusuzce sevgi ister.
Irem Akpinar