Saturday, June 14, 2014

Hayat Bir Sise Sarap Degil

Kendimizi avutuyoruz aslinda hepimiz. Mutlu bir son oldugunu soyleyerek, basimiza gelen her seyin bizi guzelliklere ittigini dusunerek, kaderden bahsederek yorulmus ruhlarimizi bitkin bedenlerimizde bir gun daha tutabilmek icin, her an, her saniye kendimize yalan soyluyoruz. Mutlu son denen bir sey yok, sonsuza kadar suren arkadasliklar, olene kadar bitmeyen asklar.. Hepsi yalan aslinda, hepsi; sirf nefes almamizi kolaylastirmak, aglamayi kesmek, yataktan cikmak ve hayatla bogusmak icin inanmaya calistigimiz yalanlardan ibaret. Olum diye bir seyin oldugu bu dunyada, sonsuzluk diye bir seye yer yok. Mutsuzluk kanimiza bu kadar islemisken, gulumsemelerimiz yalan, asklarimiz sahte, dostluklarimiz cikarlar uzerine kurulu. Sirf senenin bir haftasinda “huzurlu” diye betimledigimiz bir tatil icin, butun yili calisarak geciriyoruz. Dogru kisiyi bulabilmek icin, kendimizi; bizi sevmeyen, korumayan, kollamayan insanlara birakip, adeta bir is, bir sorumluluk gibi olan iliskilere sokuyoruz. Birlikte gulup, eglenebilmek icin arkamizdan konusan, aslinda umurlarinda bile olmadigimiz insanlarla arkadasliklar kuruyoruz. Sirfo seilde ogretildi diye, bizi aslinda belki de hic umursamayan ailelerimizi mutlu etmeye calisiyoruz. Hayatta olmak, bir mutluluk degil. Nefes almak, bir rahatliktan cok zorluk aslinda. Yataktan cikmak imkansiz, gulumsemek zorunluluk, sevmek, sevilmek ise bir fanteziden ibaret. Kandiriliyoruz hepimiz. Isin kotu kismi da, oylesine alismisiz ki yalan soylemeye; farkina bile varmiyoruz.

Irem Apinar