Sunday, October 1, 2017

Cok Erken

Oyle guzel oturuyorsun ki karsimda, oylesine tahrik edici, oylesine benim ol deyici, dayanamiyorum. Nasil bu kadar kisa zamanda bu kadar etkiledin beni anlayamiyorum, bir daha birine asla kendimi kaptirmayacagim dememe ragmen, kendime verdigim butun sozleri, ettigim butun yeminleri nasil bana bu kadar kolaylikla cignetiyorsun anlamiyorum.

Ben nasil bu hale geldim onu anlamiyorum. Baska birini unutmak icin “kullandigimi” iddia ettigim bir adama, nasil olurda bu kadar baglanirim cozemiyorum.

Hayatimin en aci verici, en aklimdan cikmayacak, en zor kalp kirikligini aylar once yasadigimi saniyordum ben. Yalanmis. Gercekten yalanmis. Eskimis birseyden kurtulmak aci degil, sadece aliskanliktan kopma korkusuymus. Fakat su anda hissettigim, iki hafta icinde geldigim hal; hayatimda ilk defa, bir erkek icin yapabileceklerimden korkuyorum.

Bugun soylediklerin o kadar canimi yakti ki. “Ben zaten bir iliskiden yeni ciktim, yeni bir tanesi dusundugum en son sey” derken titreyen ellerim, dolan gozlerimi nasil farketmedin anlamiyorum. Neden bu kadar korkuyosun, neden bi iliski istemiyorsun anlayamiyorum. Sadece benimle olurken, sadece benim olurken, ve bunu tamamen kendi isteginle yaparken, neden bana “benim kiz arkadasim degilsin” demek zorundasin? Neden hatirlatmak zorundasin?

Anlamiyor musun hepsinin yalan olusunu? Gercekten goremiyormusun uyurken sana ne kadar siki sarildigimi, seni operken nasil kendimi kaybettigimi, benimle ilgilenmediginde ne hale geldigimi?

Yapma bunu bana, neler yasadigimi biliyorsun. Ondan cok daha farkli oldugunu biliyorsun, daha en basindan canimi yakmaya baslama.

Sayet eger yakacaksan da, ne olur simdi cik git hayatimdan. Gelme gecenin bir yarisi odama, tutma elimi herkesin icinde, “yanimda kal” diye mirildanma her sarhos oldugunda.
Kaptiriyorum sana kendimi, izin verme. Eger beni tutmayacaksan, dusmeme izin verme. 

Irem Akpinar


Thursday, July 20, 2017

Gecti, Bitti, Guzellesti

Ugultu gibiydi ilk basta. Kocaman, bos bir ugultu. Bir seyler duydugun, ama anlamlandiramadigin bir kargasa olur ya, ayni oyle. Nefes alabiliyordum, ama sanki aldigim nefes cigerlerimi yakiyordu. Her bir nefeste, biraz daha canim yaniyordu. Sonra zamanla, yerini bos bir sarhosluga birakti. Etrafimda olanlarin, konusulanlarin farkinda oldugum, ama umurumda olmayan bir sarhosluk. Gereksiz rahat, fazla umursamaz bir sarhosluk. Her seye gulen, ama aslinda soylenenlere dikkat bile etmeyen bir kadin oldum zamanla. Daha sonra, gun gectikce, gunes her aksam yaptigi gibi batip, her sabah yaptigi gibi dogmaya devam ettikce, bu sarhosluk kendini bir aksamdan kalmaliga birakti.

Iste o zaman anladim gercekten gittigini, gercekten bittigini. Aciyi o zaman damarlarimda hissettim ben. Ilk gunlerdeki gibi yataktan bile kalkmami engelleyen bir sey degildi bu sefer, daha derinden, daha sertti. O kadar uzun zaman olmustu ki, neden aylar once biten bir iliskinin acisini simdi cekiyorum diye sorduruyordu bana. Fakat farkliydi bu sefer, gercekten farkliydi. Cunku artik aglamaktan uyuya kalmiyordum, ya da sabahlari, seni dusunerek uyanmiyordum. Sadece hep oradaydin. Aklimin ucunda bir yerde, her gulusumun sahte, her mutlulugumun buruk olmasina neden oluyordun. Hayatimi yasamami engelliyordun. Ilk basta yasadigim sey bir kirik ise, bu kagit kesigiydi. Kulaga daha basit geliyor degil mi? Oyle degil iste. Cunku kirik gecer, kaynar, onarilir. Gozle gorulur bir hasar vardir, insanlar cektigin aci icin sana sempati gosterirler, hatta belki acirlar, fakat her daim yaninda olurlar; ama elindeki kucuk bir kagit kesigi icin kimse sana iyi olup olmadigini sormaz, aslinda icten ice, nasil da caninin yandigini gormez, bilmezler. Kendin de farkedemezsin ki zaten, bir sizi olur ama goremezsin nedenini. Ayni oyleydi iste, oldurmuyor, surunduruyordu sadece. Hafif hafif yaniyordu sanki icim, ama hayatimi devam etmemi engelleyecek, insanlarin bana anlayis gosterecegi, ya da benim bile anlamlandirabilecegim bir sekilde degil. Aciyordu ama, gercekten aciyordu.

Sonra yavas yavas yerine, yeni bir deri cikmaya basladi bu kagit kesiginin. Aklimdaki beraber gecen guzel gunlerimizin yerini, baskalariyla yasadigim baska hatiralar aldi. Arada geliyordun yine de aklima, sanma ki tamamen unutabildim. Bazen bir aksam ustu ruzgarinda, bazen burnumun ucuna dusen bir kar tanesinde, bazen de bir Pazar kahvaltisinda, onumde ucusan martilarda. Fakat bir yerden sonra, uzulmeyerek hatirlamaya basladim seni. Icimdeki, sana en ihtiyacim oldugu donemde beni yalniz biraktigin icin olan nefret, bana kattigin tecrubeler icin bir tesekkure donustu. Her gecen gun biraz daha tesekkur ettim sana, tekrar kendimi bulmami sagladigin icin.

Gunler gecti, aylar, hatta yillar. Farkli farkli bedenlerde aklima geldin yine, baska iliskilerimdeki kavgalarimda, senden sonra zar zor onardigim kalbimin bir kac defa daha kirilmasinda. Her seferinde tesekkurle andim adini, bana, hayatimda kimseye ihtiyacim olmadigini gosterdigin icin.

Simdi, ilk defa, baska bir neden icin tesekkur ediyorum sana. Hatta belki, ilk defa senin adini, iyi ki ile ayni cumlede kullaniyorum. Sen iyi ki olmussun, iyi ki sevmisim seni, iyi ki kirmissin kalbimi. Sana da, senden sonrakilerin hepsine de iyi ki. Sizler olmasaydiniz, ben bugun oldugum kadin olup, su anda sevdigim adami sevemeyecektim, cunku sizlerden onceki kadini o da sevemeyecekti. Her birinizin payi cok buyuk, ama senin, ozellikle senin, ilk askim, masumiyetim, cocuklugum hatta, senin payin cok buyuk. Su anda kollarinda guvende hissettigim, gulusunde kendimi gordugum, kokusunda aski hissettigim bir adamla sarilarak uyumamdaki en buyuk pay senin. Cok tesekkur ederim, iyi ki cikmissin hayatimdan, o zamanlar bana en buyuk acimasizligi yaptigini dusunurdum; simdi ise bana en buyuk iyiligi yaptigina inaniyorum. Mutlusundur umarim demiyecegim, cunku ilk defa, gercekten nasil oldugun beni ilgilendirmiyor. Sadece, umarim, hayatta hakettigin, iyi-kotu, hakettigin ne varsa yasamissindir.

Irem Akpinar

Sunday, July 9, 2017

Mazosist

Bir gun bitecegini bilerek, ucunda cekecegim acilari daha simdiden, en basindan gorerek kendimi sana birakmaya devam etmek sevmek mi gercekten? Ask mi? “Ask” ne demek biz biliyor muyuz ki? Bir hevesle bir seye baslayip, elimize yuzume bulastirarak birbirimizi yok edecegimiz sey gercekten ask mi? Ne olacak biliyor musun? Boyle guzel gidecek bir sure, birbirimizle vakit gecirmek icin butun sorumluluklarimizi bir kenara birakacagiz, herkesi, her seyi hice sayacagiz bir sure. Gun gectikce, birbirimizde kalmalarimiz artacak. Once bir dis fircan olacak banyomda, sonra farkina bile varmadan sana ait bir cekmece. Eskiden kucuk bir tebessume neden olan davranislarimiz, gun gectikce kaslarimizi catmamiza, suratimizi asmamiza neden olacak. Birlikte izledigimiz filmler eskisi kadar komik olmamaya, beraber gecirdigimiz geceler arkamizi donup uyumaktan ibaret olmaya baslayacak. Gun gectikce daha da gec gelmeye baslayacaksin bana, ben ise seni beklemek yerine disari cikmaya. Birbirimizin gulusunu gormek en guzel gunaydinken, sesimizi bile duymak istemeyecegiz. Gecelerimiz uzayacak, sevismelerimiz anlamsizlasacak. Gunun birinde, icimizden biri bu aliskanliktan vazgecmeye hazir olana kadar, her gun biraz daha bitecegiz. Bunu bile bile, bana verecegin zararlari gore gore, daha simdiden bu iliskinin sonunda olusacak ozguvensizliklerimi, hatalarimi, odemem gereken bedelleri gore gore, sana hala elimi uzatiyorum sevgilim. Var misin? Benimle gozyasina da, aci cekmeye de, en onemlisi, kendini de kaybetmeye var misin? 

Irem Akpinar

Wednesday, June 14, 2017

Daha Yirmi Bes Bile Degilken

Cok genc degil miyiz ya? Sabahlara kadar calisip, en ufak bir basari umuduyla her seyimi verip, defalarca kez basarisizlikla yuzlesmek icin fazla erken sanki. Insan buyurken, buyudugunu farketmiyormus sanki. Her gelen artiyla, bir de eksinin geldigini farketmiyormus. Kucukken anlayamadigimiz konulari calismaya, kendi fikirlerimizi olusturmaya, dusunelerimizi savunmaya calistikca dunyanin geldigi halden korkmak, sadece fikir ayrililiklarimiz yuzunden birbirimizden nefret etmek anlamina geliyormus. Gun gectikce artan bilgilerimiz, aslinda daha da cok hataya neden olabiliyormus. Buyumek, aslinda, insanin korkularinin buyumesi anlamina geliyormus. Daha fazla bildikce, daha cok urkuyormus insan gerceklerden. Henuz yirmili yaslarin basindayken, kendimize olan guvenimizi kaybetmemize, gelecekten korkmamiza, kaygilanmaktan uyuyamamiza neden oluyormus. Ne garip, aslinda her sey apacik ortadayken, yasamanin tek bir nedeni olup, ve bununda mutlu olmak oldugunu bilmemize ragmen, aslinda kendi kendimize koydugumuz kurallarla, ideallerle, hatta hayallerle kendimizi sinirliyor, hatta yok ediyoruz.

Irem Akpinar

Wednesday, April 5, 2017

Kitaplar Gercek Degildir

Beni ben olarak sevmemissin ki sen. Bunca yil sonra, bana, sadece bana ait olan, beni, ben yapan davranislarimi, dusuncelerimi, inanclarimi degistirmemi istiyorsan, sen gercek beni sevmeyi birak, tanimamissin bile. Kahvesini kremasiz icen, sigarasi olmadan yazmaya baslayamayan, her seyden ote, aski yasamak yerine yazmayi tercih etmis bir adamin, bir kadini sevmesini nasil bekleyebilirdim ki zaten? Parmaklarinin ucundan dokulen, sadece senin hayalinde varolmus, ve binlerce insanin hayatlarina bir kitap sayesinde dahil olmus bir kadina asik olmussun sen. Kafanda kurdugun, istedigin gibi egip, buktugun, ve en sonunda senin ideallerine, kriterlerine gore mukemmel olan bir karakterin yerine koymaya calismissin beni. Canim sevgilim, o ben degilim, O hic bir kadin degil. Asik oldugun kisi o mukemmel kadin bile degil, kendinsin. Senin hayallerin, senin ruyalarina sahip olan o kadin yok, oyle hic kimse yok. Kendine asiksin sen, baska hic kimseye bir sans veremeyecek, onlari anlayamayacak kadar kendinle berabersin. Bana bu evde yer yok sevgilim, bana senin kalbinde yer yok. Umarim yasatirsin o karakterleri, daha da cok seversin o kadini. Umarim gelecekte, karanlik bir gecede, bir fincan kahve, bir kac sigaranin esliginde ogrenirim senin icin “mukemmelin” sozluk anlamini. 

Irem Akpinar